Hayatınızın neredeyse yarısını bu aletlerde geçiriyorsunuz. Biraz püf noktası öğrenmek şart..
Dantelli Twitter Köşesi
Blogger tarafından desteklenmektedir.
Popüler
Arşiv
-
▼
2014
(
169
)
-
▼
Şubat
(
37
)
- Dublaj ve montaj olduğuna dair yeni deliller gelme...
- İşte bomba kaset çıktı!
- Ak Gençlikten yaratıcı bir çalışma :))
- BBC muhabirinin kaybolduğu an :)
- Hem de ne (anlayamazsınız) Arşiv için :)
- Gördük Montajı
- Bir Oy Ver!
- Ehh, ilkyardımın böylesi :)
- Dünya çapında örnek proje.. o köprü kadar..
- Tekneci Kaan Rap Versiyon - ANLAYAMAZSINIZ
- I Am a Ukrainian
- Vertigo'dan devam, lift operatörünün kulübesi!
- Daha 19 Yaşında! Ali İsmail Korkmaz'ın Annesi Emel...
- Kirill Oreshkin, mesleği: manyak!
- Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır
- Helal Ayşe Acar!
- Sevgililer günüymüş bugün :)
- DM'den yürürüm, topiğin olurum :)
- 1 dakikada dünya turu... Rick Mereki - Move
- Ali İsmail'e yolculuk ... yüreğiniz dayanırsa.
- 14 Şubat :)
- Kelime Oyunu - Cem Yılmaz Yılbaşı Özel - Yasaklana...
- Aziz Yıldırım'ın Tarafsız Bölge'deki Kapanış Konuş...
- Made in Turkey from Uçman Balaban on Vimeo.
- Istanbul Experience by Turkish Airlines
- “Seçim sonuçlarını bilen adam” Tarhan Erdem uyardı...
- Tüm iPhone Kullanıcılarının Bilmesi Gereken 15 Püf...
- Made in Turkey.. A summary of Turkey's 2013. Gezi ...
- Pro Infirmis «Because who is perfect?»
- Boğaziçi Üniversitesi'ne ve boğaz manzarasına hiç ...
- Hiç unutulmasın diye: Ali İsmail Korkmaz belgeseli...
- Incredible new video of Felix Baumgartner's space ...
- Guinness basketbol reklamı, nefis..
- "Vurmayın, ÖLDÜM!"
- asabi şey :)
- Elif Şafak alıntılamış, ki sevmem kendisini.. Mesn...
-
▼
Şubat
(
37
)
Archive for Şubat 2014
- ORC Şubat Yerel Seçim Anketi - Ankara: AKP %47.6, CHP %34.1 http://www.dha.com.tr/dhaalbumdetay.asp?kat=45039&page_number=4#.UwW0gkFKPcQ.twitter …
- ORC Şubat Yerel Seçim Anketi - İzmir: CHP %42.3, AKP %38.1 http://www.dha.com.tr/dhaalbumdetay.asp?kat=45039&page_number=3&adv=1#.UwW0X-H9fWo.twitter …
- ORC Şubat Yerel Seçim Anketi - İstanbul: AKP %45.3, CHP %38 http://www.dha.com.tr/dhaalbumdetay.asp?kat=45039&page_number=2#.UwW0HrfaG0A.twitter …
Kirill Oreshkin, mesleği: manyak!
Öyle böyle manyak değil...
Just Another Russian Daredevil Hanging Off Vertigo-Inducing Ledges
By Sumitra on February 11th, 2014 Category: Pics
Kirill Oreshkin, from Moscow, is a photographer with a strange passion. He’s crazy about ‘rooftopping’ – a sport that involves hanging on for his dear life from all kinds of precarious ledges.
In all the photographs, you can see him smiling nonchalantly at the camera. Going by his expression, you’d think he was hanging around the corner of a sidewalk. But he’s actually perched hundreds of meters above the ground, in an extremely precarious position. One wrong move and there’s no escaping death.
Seriously, I don’t get how Oreshkin can be so calm about dangling from such incredible heights. He almost looks bored in some of the pictures. It looks like he’s even clicked a few selfies while balancing himself with just one hand. Some photographs feature his friend Mustang Wanted, another rooftopper who had made an appearance on OC last year.
Kirill-Oreshkin2
Rooftopping has been a trend in Russia for quite some time now. Last October, we reported the stunts of Russian daredevil Alexander Rusinov. The 19-year-old’s extreme photographs show him performing headstands on the edges of roofs, putting even Oreshkin’s pictures to shame.
Kirill-Oreshkin3
Way back in 2012, ‘Skywalking’, a milder form of rooftopping, was all the rage among Russian youth. It had kids standing at the edges of high buildings and pretending to be at the top of the world. We had pictures of 19-year-old Marat Dupri then, which actually look very safe when compared to Oreshkin and Rusinov!
Kirill-Oreshkin4
Kirill-Oreshkin5
Kirill-Oreshkin6
Kirill-Oreshkin7
Kirill-Oreshkin8
Photos: Kirill Oreshkin
Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır
OKAN @OKANsays 1m
Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır... pic.twitter.com/mcFXtW1YkJ
“Seçim sonuçlarını bilen adam” Tarhan Erdem uyardı: Hızla demokrasiye geçilmezse her şey olabilir
Bu kaosta her şey olabilir - TUGBA TEKEREK - 10.02.2014 - Taraf
Bu kaosta her şey olabilir
“Seçim sonuçlarını bilen adam” Erdem uyardı: Hızla demokrasiye geçilmezse her şey olabilir
Tarhan Erdem çünkü...
GEÇEN haftanın en çok konuşulan meselelerinden biri anketlerdi. Sızdırılan anket sonuçları halkın büyük bölümünün yolsuzluk yapıldığına inandığını ama aynı zamanda neredeyse her iki kişiden birinin AK Parti’ye oy vermeye devam edeceğini gösteriyordu. Herkes bu sonuçları anlamlandırmaya çalışırken, bir ses kaydı düştü internete. Bu kayıtta bir anketle ilgili “Şu partinin oyundan iki puan alıp öbür partiye verelim” cümlesi geçiyordu. Anketlerin güvenilirliğine bu kez koyu bir gölge düşmüştü.
Tüm bunların ortasında güvenilir anketleri ve başarılı analizleriyle tanınan Tarhan Erdem’le buluştuk. KONDA’nın başkanı Erdem, kendilerine atfedilen anket sonuçları için “Abonelerimizle yaptığımız anlaşma gereği doğru ya da yanlış diyemeyiz” diyor. Anketlerini genel seçim için yaptıklarını söyleyip, yerel seçim için herhangi bir tahmin vermekten de özellikle kaçınıyor. Öte yandan, yıllardır yaptığı araştırmalarla halkın nabzını tutmuş olan Erdem, halkın yolsuzluğa rağmen AK Parti tercihi, Kürt seçmenlerin tavrı, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili son derece önemli değerlendirmeler yapıyor. Bir dönem CHP Genel Sekreterliği de yapmış olan, halen Radikal gazetesinde yazan Erdem’e göre seçmenin herşeye karşın AK Parti’ye oy vermeye devam etmesinin nedeni muhafazakârlık ve seçenek yokluğu.
Yolsuzluk olduğuna inanmasına rağmen AK Parti’den vazgeçmeyen seçmen neden vazgeçmiyor? Siz bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Muhafazakarlık ve seçenek yokluğu!
Kendi değerlerini savunan bir iktidar, bu seçmen kitlesi için çok önemli, öyle mi?
O kadar doğru bir şey söyledin ki! İktidarın karşısındaki adam, bu seçmene hakkını vereceği konusunda tüm hayatı boyunca tek bir kelime söylememiş ve hâlâ tek kelime söylememekte ısrar ediyor. Demek ki Erdoğan’dan vazgeçtiği zaman dünya o seçmene zehir olacak.
Muhalefet ne söylemeli seçmene?
Çık, de ki “Ey arkadaşlar, ben laik bir adamım, ama laiklik demokrasi içinde olur. Ben demokrasi istiyorum. Demokrasiyi elde ettikten sonra her tartışmayı yaparız” Ama sen bu güvenceyi vermemişsin. Onun için onu bırakamıyor. Seçmenin Erdoğan’ı bırakmamasının sebebini muhalefet kendinde arasın. Bir tek gün laf olsun diye de olsa, benim değerlerime saygı gösterdiğin hakkında bana güvence verdin mi! Şimdi “Yolsuzluk sebebiyle bana gel” diyorsun. Sen yolsuzluğa batmışsın zaten. Söyletme beni!
Söyleyin...
CHP tam tersine yolsuzları tutuyor. Gösterdiği adaylardan belli. Mesela ... Neyse şimdi adamlara birşey söylemeyeyim. Bunlar dedikodu olabilir ama asıl mesele şu: CHP’nin sokaktaki insanı inandıracak laflar söylemesi lazım. Bir programı olması lazım, bir ütopyası, bir hayali olması lazım. Projeleri olması lazım, biz onlara baktığımızda o ütopyayı görmeliyiz. Gevezelik değil. Kürsülere çıkıp sabahtan akşama kadar hakaretamiz laflar söyleyerek olmaz bu iş!
Ankara Büyükşehir adayı Mansur Yavaş mesela... CHP’nin oylarını artırmaz mı?
CHP’yle MHP’li Mansur Bey’in birleşmesi, CHP’nin oylarıyla MHP oylarının birleşmesi demek değildir. Bir adam bir partiden öbür partiye gidip aday olursa geçen seçimde aldığı oyu alamaz. Eskiden oy verenin bir kısmı Mansur Bey’e oy verir, ama önemli kısmı da MHP’nin koyduğu yeni adaya verir.
Neticede CHP’nin oyu artmaz mı?
Diyelim ki geçen seçimde yüzde 26 almıştın, şimdi 35 aldın. Ben demeyecek miyim “Kardeşim o oyun başlangıcı aslında yüzde 26. 4 sen artırdın 5 de Mansur Bey artırdı.” Ama kaybedeceksin yine.
Belediye başkanlığını alamayacak mı CHP?
Onu bilemiyorum. İnşallah alır. Ama neticede halk niye ona versin. Şu karşıdaki bakkalın ona oy vermek için bir sebebinin olması lazım.
Mansur Yavaş, Mustafa Sarıgül, CHP’nin eskisi gibi laiklik vurgusu yapmaması... Eski çizgisinin dışına çıkan, daha kucaklayıcı bir CHP artırmaz mı oylarını?
Halkın oyunu bilerek verdiğine inanmayanlar bunları düşünebilir. Oysa halk bilerek oy verir. Buna inandıramıyorum ben siyaset adamlarını.
“Mış gibi yapıp halkı kandıramazsın” diyorsunuz, öyle mi?
Kandıramazsın.
Özetle CHP’nin seçim politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hüsran!
Seçmen, yerel seçim için verdiği oy kararını bu vakitten sonra değiştirmez mi?
Şimdiye kadar yapılan 16 genel seçimde bir tecrübe kazandı Türkiye. Bu tecrübenin sonucuna göre bir karar veriyor. Benim sizin hakkınızda söylediklerime, sizin benim hakkımda söylediklerinize göre karar vermiyor. Çok az bir kısmıdır seçim dönemindeki sözlere bakarak oyunu değiştiren ya da oyuna karar veren. Tabii çok büyük hadiseler olmazsa...
Yolsuzlukla ilgili kanaatindeki değişimler nasıl etkiler oy kararını?
Seçmen şu anda hangi partiye oy vereceğini biliyor. Bu değişebilir. Fakat ben böyle bir şey görmüyorum. İktidarı değiştirecek ölçüde bir değişiklik görmüyorum. Ama iktidara vereceği oy azalabilir, o azalmanın bir mesajı olabilir.
Ekonomi ne derece önemli seçmenin tercihinde?
Çok önemli. Ekonomik verilere göre önümüzdeki seçimlerde iktidar partisinin alacağı oyu hesaplayan iktisatçılar var. Ekonomik verilerle seçim sonucunu bulan ekonomistler vardır. Bu bana da çok makul gelir. Ekonomi bütün seçim sonucunu belli hale getiren faktör olmayabilir; ama çok etkili olduğu çok açık.
17 Aralık operasyonuyla Gezi olayı aynı şeydir
İktidar partilerinin yarattığı bir “geleneksel tıkanıklıktan” bahsediyorsunuz. Nedir bu tıkanıklık?
Atatürk vefatıyla ayrıldı, İnönü kendini düşürecek mekanizmayı kurarak gitti. Ama bunun dışında 1908’den 2002’ye kadar bütün iktidarlar bir tıkanıklıkla ayrılmışlardır iktidardan.
Ne tür tıkanıklar?
1908 meşrutiyetiyle gelenler memleketi harbe soktu, bir kargaşaya sürükledi. Menderes 1954’ten itibaren basın kanununda, cemiyetler kanununda, seçim kanununda değişiklikler yapıp toplumu sıkıştırdı. Askerlerin ihtilal yapmaması daha doğruydu, ama 1960 ihtilali o sıkışıklık sonunda patlak verdi. 1980’e gelindiğinde, üniversite olayları, ekonomik durum vs...Herkes bir ihtilalin geleceğini biliyordu. Şimdi geldik AK Parti’ye...
AK Parti döneminde ne oldu?
“Tıkanıklık” lafını 2012’de yazdım. Bazı yazar arkadaşlar “eski CHP’li olduğu için ihtilalden yana” dediler. Keşke doğru olsa! O gün belliydi tıkanıklık olacağı. Şu anda Türkiye bir kaosta, ne olacağını kimse bilmiyor.
Erdoğan ne yaparak yarattı tıkanıklığı?
Bakın ne oldu, halk bunu anlamaz değil. 2007’de yapılan anayasa değişikliğinin ardından Cumhurbaşkanı seçimi 2012’de olmalıydı. Ama AK Parti’nin amacı seçimi 2014’e atmaktı. Bu politik bir hileydi. Anlaşıldı ki, Hazret siyasi etik kurallarına uymadan kendi meselesiyle meşgul.
Nedir o mesele?
İktidarını muhafaza etmek. Hem 3 dönem kuralını muhafaza edecek, hem de Cumhurbaşkanı olacak! Halkı rahatsız eden, tıkanıklık yaratan, muhalif grupları ittifaka sürükleyen mesele bu. 2002’den beri AK Parti’ye karşı olan grupla, o grubun tamamen karşısındaki cemaat bugün ittifak haline geldi. Başka ittifaklar da var. Bu ittifakın sebebi Erdoğan’ın kendi meselesi için bir takım değişiklikler yapması. Gayet tabii bunu destekleyen bir konuşma tarzı, basına müdahalesi vs. var. Bu ittifak netice itibariyle bir kriz yarattı. Demokratik gelişmeyi sağlayamazsan olacağı budur. Halk, hukuk dışı çare bulacaktır.
Ne gibi çareler?
Hızla demokrasiye geçilmezse, herşey olabilir. “17 Aralık olmasa böyle olmazdı” diyorlar. Hayır! Gezi olayı da aynı şeydir. Mesele tıkanıklık. Memleketin hukuki müesseselerinin iş yapamaz hale gelmesi. Erdoğan memleketin kurumlarını çalışamaz hale getirdi.
Cumhurbaşkanı olamaz
Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olursa kazanır mı?
İki sene evvel, “Olmayacak” diye yazıldı. Ben hâlâ o kanaatteyim.
Neden?
Çünkü çok muhalefet var karşısında. Sanıyorum ki muhalefetin aklı başına gelir ve oluşan ittifakı değerlendirmek için doğru dürüst bir aday koyar. Ama bu seçimdeki mantıkla davranırlarsa, bu “Sen buyur, ben de bandonu çalayım” demektir. Gösterilecek adayın, MHP’nin de cemaatin de laikçilerin de, “Bu iyi oldu tamam, biz de bunu savunabiliriz” diyeceği birisi olması lazım.
Erdoğan’ın cebinden çıkan anket
Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan bir basın toplantısı sırasında cebinden çıkarıp Konda anket sonuçlarını okudu. Buna göre AK Parti’nin oy oranı yüzde 47,7, CHP’nin yüzde 28,5, MHP’nin yüzde 14,4 ve BDP’nin ise 5,9’du.
Daha sonra anketlerle ilgili önemli bir ayrıntı daha kamuoyuna sızdı. “17 Aralık’ta üç bakanın oğlunun ve bir bakanın rüşvet aldığı iddiasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 77’ssi “Bence iddia edilenler doğrudur, rüşvet almışlardır” diye yanıtlamıştı.
Ayrıca, Kasım ayındaki anket sonuçlarıyla karşılaştığında AK Parti oylarında 4,3 puanlık düşüş, CHP’ninkilerde ise 5,9 puanlık yükseliş görülüyordu. Kasım ayında AK Parti’nin oy oranı 52,0, CHP’nin yüzde 22,6, MHP’nin yüzde 13,8 ve BDP’nin ise 7,5’ti. Bir önemli not daha; bunlar genel seçim için yapılmış anketlerdi.
Tarhan Erdem’in söyleşi sırasında anket sonuçlarıyla ilgili sorumuza verdiği yanıt şöyle:
“Biz anketlerimizi abonelerimiz için yapıp onlara rapor ediyoruz. Bu, bazen, sözleşmemize aykırı olarak yayınlanıyor. Bir abonemizin paylaştığı anket bir gazeteciye verilebiliyor.
Benim yayınlanan anket sonuçlar üstüne konuşmam demek “Onları kabul ediyorum” ya da “Etmiyorum” demektir. Oysa biz bunların ikisini de yapamayız. Dolayısıyla ben konumum itibariyle anketlerle ilgili herhangi bir şey söyleyecek durumda değilim.”
BDP, yedi milyon Kürt çocuğun geleceğini düşünüyor
Yolsuzluk operasyonunun ardından, BDP’nin Erdoğan’a çok sert bir muhalefeti olmadı çünkü birlikte barış sürecini götürüyorlar. Bu durum, Kürt seçmenin oyunu nasıl etkiliyor sizce?
Kürt seçmen öyle düşündüğü için onlar da öyle yapabiliyorlar zaten. Abdullah Öcalan’ın son açıklamasını da biliyorsunuz. O da farklı düşünmüyor.
Tabanıyla uyumlu bir politika izliyor BDP, öyle mi?
Tabii hiç şüphen olmasın. Çok da doğru yapıyorlar.
Ama ortada, işbirliği yaptıkları partiye yönelik çok ciddi yolsuzluk iddiaları var...
Siyaset denilen de bir mesele var. Adam 15 milyon Kürdü düşünüyor. Bu 15 milyon Kürdün yarıya yakını da 18 yaşından küçük. Onların geleceğini bir tarafa koyup Türkiye’deki yolsuzlukla uğraşmaz adam. Kendi meselesi var çünkü. Barzani’yle meselesini hallediyor, Türkiye’deki sürecin devamını sağlıyor...
Şimdi bunun karşısına geçip de tekrar teröre bulaşmasının hiçbir mânâsı yok.
BDP’nin yolsuzluklara ciddi tepki vermemesini eleştirenlere ne diyorsunuz?
Türkiye’de bazılarının, şöyle bir politikası var -belki siz de öyle düşünüyorsunuz- “Efendim, Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin!” Böyle politika olur mu!
Toplum büyük ölçüde Öcalan’la müzakereleri kabullendi. Erdoğan giderse barış süreci ne ölçüde etkilenir?
Daha bunu icat eden adamın AK Parti’nin bile ayağı geri geri gidiyor. CHP kaç senedir, sabahtan akşama kadar, bu işin yanlış olduğunu söylemiş. MHP zaten karşı. Sen şimdi diyorsun ki, “Ey Öcalan gel benim yanıma, Erdoğan’a savaş aç.” Bu olacak iş mi? Akıl var mı bunda?
Ergenekon ve Balyoz’da yeniden yargılama tartışılıyor. Seçmen AK Parti’nin askerle ittifakını nasıl karşılıyor?
Sizin gibi tarif etmiyor bence. “Bir problemi çözmeye çalışıyor” diye tarif ediyor.
Bu kaosta her şey olabilir
“Seçim sonuçlarını bilen adam” Erdem uyardı: Hızla demokrasiye geçilmezse her şey olabilir
Tarhan Erdem çünkü...
GEÇEN haftanın en çok konuşulan meselelerinden biri anketlerdi. Sızdırılan anket sonuçları halkın büyük bölümünün yolsuzluk yapıldığına inandığını ama aynı zamanda neredeyse her iki kişiden birinin AK Parti’ye oy vermeye devam edeceğini gösteriyordu. Herkes bu sonuçları anlamlandırmaya çalışırken, bir ses kaydı düştü internete. Bu kayıtta bir anketle ilgili “Şu partinin oyundan iki puan alıp öbür partiye verelim” cümlesi geçiyordu. Anketlerin güvenilirliğine bu kez koyu bir gölge düşmüştü.
Tüm bunların ortasında güvenilir anketleri ve başarılı analizleriyle tanınan Tarhan Erdem’le buluştuk. KONDA’nın başkanı Erdem, kendilerine atfedilen anket sonuçları için “Abonelerimizle yaptığımız anlaşma gereği doğru ya da yanlış diyemeyiz” diyor. Anketlerini genel seçim için yaptıklarını söyleyip, yerel seçim için herhangi bir tahmin vermekten de özellikle kaçınıyor. Öte yandan, yıllardır yaptığı araştırmalarla halkın nabzını tutmuş olan Erdem, halkın yolsuzluğa rağmen AK Parti tercihi, Kürt seçmenlerin tavrı, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili son derece önemli değerlendirmeler yapıyor. Bir dönem CHP Genel Sekreterliği de yapmış olan, halen Radikal gazetesinde yazan Erdem’e göre seçmenin herşeye karşın AK Parti’ye oy vermeye devam etmesinin nedeni muhafazakârlık ve seçenek yokluğu.
Yolsuzluk olduğuna inanmasına rağmen AK Parti’den vazgeçmeyen seçmen neden vazgeçmiyor? Siz bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Muhafazakarlık ve seçenek yokluğu!
Kendi değerlerini savunan bir iktidar, bu seçmen kitlesi için çok önemli, öyle mi?
O kadar doğru bir şey söyledin ki! İktidarın karşısındaki adam, bu seçmene hakkını vereceği konusunda tüm hayatı boyunca tek bir kelime söylememiş ve hâlâ tek kelime söylememekte ısrar ediyor. Demek ki Erdoğan’dan vazgeçtiği zaman dünya o seçmene zehir olacak.
Muhalefet ne söylemeli seçmene?
Çık, de ki “Ey arkadaşlar, ben laik bir adamım, ama laiklik demokrasi içinde olur. Ben demokrasi istiyorum. Demokrasiyi elde ettikten sonra her tartışmayı yaparız” Ama sen bu güvenceyi vermemişsin. Onun için onu bırakamıyor. Seçmenin Erdoğan’ı bırakmamasının sebebini muhalefet kendinde arasın. Bir tek gün laf olsun diye de olsa, benim değerlerime saygı gösterdiğin hakkında bana güvence verdin mi! Şimdi “Yolsuzluk sebebiyle bana gel” diyorsun. Sen yolsuzluğa batmışsın zaten. Söyletme beni!
Söyleyin...
CHP tam tersine yolsuzları tutuyor. Gösterdiği adaylardan belli. Mesela ... Neyse şimdi adamlara birşey söylemeyeyim. Bunlar dedikodu olabilir ama asıl mesele şu: CHP’nin sokaktaki insanı inandıracak laflar söylemesi lazım. Bir programı olması lazım, bir ütopyası, bir hayali olması lazım. Projeleri olması lazım, biz onlara baktığımızda o ütopyayı görmeliyiz. Gevezelik değil. Kürsülere çıkıp sabahtan akşama kadar hakaretamiz laflar söyleyerek olmaz bu iş!
Ankara Büyükşehir adayı Mansur Yavaş mesela... CHP’nin oylarını artırmaz mı?
CHP’yle MHP’li Mansur Bey’in birleşmesi, CHP’nin oylarıyla MHP oylarının birleşmesi demek değildir. Bir adam bir partiden öbür partiye gidip aday olursa geçen seçimde aldığı oyu alamaz. Eskiden oy verenin bir kısmı Mansur Bey’e oy verir, ama önemli kısmı da MHP’nin koyduğu yeni adaya verir.
Neticede CHP’nin oyu artmaz mı?
Diyelim ki geçen seçimde yüzde 26 almıştın, şimdi 35 aldın. Ben demeyecek miyim “Kardeşim o oyun başlangıcı aslında yüzde 26. 4 sen artırdın 5 de Mansur Bey artırdı.” Ama kaybedeceksin yine.
Belediye başkanlığını alamayacak mı CHP?
Onu bilemiyorum. İnşallah alır. Ama neticede halk niye ona versin. Şu karşıdaki bakkalın ona oy vermek için bir sebebinin olması lazım.
Mansur Yavaş, Mustafa Sarıgül, CHP’nin eskisi gibi laiklik vurgusu yapmaması... Eski çizgisinin dışına çıkan, daha kucaklayıcı bir CHP artırmaz mı oylarını?
Halkın oyunu bilerek verdiğine inanmayanlar bunları düşünebilir. Oysa halk bilerek oy verir. Buna inandıramıyorum ben siyaset adamlarını.
“Mış gibi yapıp halkı kandıramazsın” diyorsunuz, öyle mi?
Kandıramazsın.
Özetle CHP’nin seçim politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hüsran!
Seçmen, yerel seçim için verdiği oy kararını bu vakitten sonra değiştirmez mi?
Şimdiye kadar yapılan 16 genel seçimde bir tecrübe kazandı Türkiye. Bu tecrübenin sonucuna göre bir karar veriyor. Benim sizin hakkınızda söylediklerime, sizin benim hakkımda söylediklerinize göre karar vermiyor. Çok az bir kısmıdır seçim dönemindeki sözlere bakarak oyunu değiştiren ya da oyuna karar veren. Tabii çok büyük hadiseler olmazsa...
Yolsuzlukla ilgili kanaatindeki değişimler nasıl etkiler oy kararını?
Seçmen şu anda hangi partiye oy vereceğini biliyor. Bu değişebilir. Fakat ben böyle bir şey görmüyorum. İktidarı değiştirecek ölçüde bir değişiklik görmüyorum. Ama iktidara vereceği oy azalabilir, o azalmanın bir mesajı olabilir.
Ekonomi ne derece önemli seçmenin tercihinde?
Çok önemli. Ekonomik verilere göre önümüzdeki seçimlerde iktidar partisinin alacağı oyu hesaplayan iktisatçılar var. Ekonomik verilerle seçim sonucunu bulan ekonomistler vardır. Bu bana da çok makul gelir. Ekonomi bütün seçim sonucunu belli hale getiren faktör olmayabilir; ama çok etkili olduğu çok açık.
17 Aralık operasyonuyla Gezi olayı aynı şeydir
İktidar partilerinin yarattığı bir “geleneksel tıkanıklıktan” bahsediyorsunuz. Nedir bu tıkanıklık?
Atatürk vefatıyla ayrıldı, İnönü kendini düşürecek mekanizmayı kurarak gitti. Ama bunun dışında 1908’den 2002’ye kadar bütün iktidarlar bir tıkanıklıkla ayrılmışlardır iktidardan.
Ne tür tıkanıklar?
1908 meşrutiyetiyle gelenler memleketi harbe soktu, bir kargaşaya sürükledi. Menderes 1954’ten itibaren basın kanununda, cemiyetler kanununda, seçim kanununda değişiklikler yapıp toplumu sıkıştırdı. Askerlerin ihtilal yapmaması daha doğruydu, ama 1960 ihtilali o sıkışıklık sonunda patlak verdi. 1980’e gelindiğinde, üniversite olayları, ekonomik durum vs...Herkes bir ihtilalin geleceğini biliyordu. Şimdi geldik AK Parti’ye...
AK Parti döneminde ne oldu?
“Tıkanıklık” lafını 2012’de yazdım. Bazı yazar arkadaşlar “eski CHP’li olduğu için ihtilalden yana” dediler. Keşke doğru olsa! O gün belliydi tıkanıklık olacağı. Şu anda Türkiye bir kaosta, ne olacağını kimse bilmiyor.
Erdoğan ne yaparak yarattı tıkanıklığı?
Bakın ne oldu, halk bunu anlamaz değil. 2007’de yapılan anayasa değişikliğinin ardından Cumhurbaşkanı seçimi 2012’de olmalıydı. Ama AK Parti’nin amacı seçimi 2014’e atmaktı. Bu politik bir hileydi. Anlaşıldı ki, Hazret siyasi etik kurallarına uymadan kendi meselesiyle meşgul.
Nedir o mesele?
İktidarını muhafaza etmek. Hem 3 dönem kuralını muhafaza edecek, hem de Cumhurbaşkanı olacak! Halkı rahatsız eden, tıkanıklık yaratan, muhalif grupları ittifaka sürükleyen mesele bu. 2002’den beri AK Parti’ye karşı olan grupla, o grubun tamamen karşısındaki cemaat bugün ittifak haline geldi. Başka ittifaklar da var. Bu ittifakın sebebi Erdoğan’ın kendi meselesi için bir takım değişiklikler yapması. Gayet tabii bunu destekleyen bir konuşma tarzı, basına müdahalesi vs. var. Bu ittifak netice itibariyle bir kriz yarattı. Demokratik gelişmeyi sağlayamazsan olacağı budur. Halk, hukuk dışı çare bulacaktır.
Ne gibi çareler?
Hızla demokrasiye geçilmezse, herşey olabilir. “17 Aralık olmasa böyle olmazdı” diyorlar. Hayır! Gezi olayı da aynı şeydir. Mesele tıkanıklık. Memleketin hukuki müesseselerinin iş yapamaz hale gelmesi. Erdoğan memleketin kurumlarını çalışamaz hale getirdi.
Cumhurbaşkanı olamaz
Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olursa kazanır mı?
İki sene evvel, “Olmayacak” diye yazıldı. Ben hâlâ o kanaatteyim.
Neden?
Çünkü çok muhalefet var karşısında. Sanıyorum ki muhalefetin aklı başına gelir ve oluşan ittifakı değerlendirmek için doğru dürüst bir aday koyar. Ama bu seçimdeki mantıkla davranırlarsa, bu “Sen buyur, ben de bandonu çalayım” demektir. Gösterilecek adayın, MHP’nin de cemaatin de laikçilerin de, “Bu iyi oldu tamam, biz de bunu savunabiliriz” diyeceği birisi olması lazım.
Erdoğan’ın cebinden çıkan anket
Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan bir basın toplantısı sırasında cebinden çıkarıp Konda anket sonuçlarını okudu. Buna göre AK Parti’nin oy oranı yüzde 47,7, CHP’nin yüzde 28,5, MHP’nin yüzde 14,4 ve BDP’nin ise 5,9’du.
Daha sonra anketlerle ilgili önemli bir ayrıntı daha kamuoyuna sızdı. “17 Aralık’ta üç bakanın oğlunun ve bir bakanın rüşvet aldığı iddiasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 77’ssi “Bence iddia edilenler doğrudur, rüşvet almışlardır” diye yanıtlamıştı.
Ayrıca, Kasım ayındaki anket sonuçlarıyla karşılaştığında AK Parti oylarında 4,3 puanlık düşüş, CHP’ninkilerde ise 5,9 puanlık yükseliş görülüyordu. Kasım ayında AK Parti’nin oy oranı 52,0, CHP’nin yüzde 22,6, MHP’nin yüzde 13,8 ve BDP’nin ise 7,5’ti. Bir önemli not daha; bunlar genel seçim için yapılmış anketlerdi.
Tarhan Erdem’in söyleşi sırasında anket sonuçlarıyla ilgili sorumuza verdiği yanıt şöyle:
“Biz anketlerimizi abonelerimiz için yapıp onlara rapor ediyoruz. Bu, bazen, sözleşmemize aykırı olarak yayınlanıyor. Bir abonemizin paylaştığı anket bir gazeteciye verilebiliyor.
Benim yayınlanan anket sonuçlar üstüne konuşmam demek “Onları kabul ediyorum” ya da “Etmiyorum” demektir. Oysa biz bunların ikisini de yapamayız. Dolayısıyla ben konumum itibariyle anketlerle ilgili herhangi bir şey söyleyecek durumda değilim.”
BDP, yedi milyon Kürt çocuğun geleceğini düşünüyor
Yolsuzluk operasyonunun ardından, BDP’nin Erdoğan’a çok sert bir muhalefeti olmadı çünkü birlikte barış sürecini götürüyorlar. Bu durum, Kürt seçmenin oyunu nasıl etkiliyor sizce?
Kürt seçmen öyle düşündüğü için onlar da öyle yapabiliyorlar zaten. Abdullah Öcalan’ın son açıklamasını da biliyorsunuz. O da farklı düşünmüyor.
Tabanıyla uyumlu bir politika izliyor BDP, öyle mi?
Tabii hiç şüphen olmasın. Çok da doğru yapıyorlar.
Ama ortada, işbirliği yaptıkları partiye yönelik çok ciddi yolsuzluk iddiaları var...
Siyaset denilen de bir mesele var. Adam 15 milyon Kürdü düşünüyor. Bu 15 milyon Kürdün yarıya yakını da 18 yaşından küçük. Onların geleceğini bir tarafa koyup Türkiye’deki yolsuzlukla uğraşmaz adam. Kendi meselesi var çünkü. Barzani’yle meselesini hallediyor, Türkiye’deki sürecin devamını sağlıyor...
Şimdi bunun karşısına geçip de tekrar teröre bulaşmasının hiçbir mânâsı yok.
BDP’nin yolsuzluklara ciddi tepki vermemesini eleştirenlere ne diyorsunuz?
Türkiye’de bazılarının, şöyle bir politikası var -belki siz de öyle düşünüyorsunuz- “Efendim, Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin!” Böyle politika olur mu!
Toplum büyük ölçüde Öcalan’la müzakereleri kabullendi. Erdoğan giderse barış süreci ne ölçüde etkilenir?
Daha bunu icat eden adamın AK Parti’nin bile ayağı geri geri gidiyor. CHP kaç senedir, sabahtan akşama kadar, bu işin yanlış olduğunu söylemiş. MHP zaten karşı. Sen şimdi diyorsun ki, “Ey Öcalan gel benim yanıma, Erdoğan’a savaş aç.” Bu olacak iş mi? Akıl var mı bunda?
Ergenekon ve Balyoz’da yeniden yargılama tartışılıyor. Seçmen AK Parti’nin askerle ittifakını nasıl karşılıyor?
Sizin gibi tarif etmiyor bence. “Bir problemi çözmeye çalışıyor” diye tarif ediyor.
Tüm iPhone Kullanıcılarının Bilmesi Gereken 15 Püf Noktası
Tüm iPhone Kullanıcılarının Bilmesi Gereken 15 Püf Noktası
1. Cihazınızı şarj ederken uçak modunu açarsanız 2 kat daha hızlı şarj olur.

2. iPhone'da adres bulmanın en kolay yolu Foursquare'dir. Gireceğiniz yerin adını yazacaksınız, çıkan sonuçtan haritaya basacaksınız, daha sonra foursquare içinde açılan haritada sağ üstteki "Yönlendirmeler"e basacaksınız. Böylece Apple Maps direk olarak açılıp sizi gideceğiniz yere götürüyor! Çok kolay!

3. Hesap makinesinde yanlış yazdıysanız parmağınızla soldan sağa doğru kaydırırsanız son basamağı siler.

4. Çocuklar cihazınızla oynarken Genel Ayarlar'daki Erişilebilirlik menusunden Güdümlü Erişim'i aktifleştirin

5. Kulaklığınızı kullanarak fotoğraf çekebilirsiniz!

Kulaklığınızın üstündeki Volume + tuşuna basarak kamera modundayken fotoğraf çekebilirsiniz! Artık selfielerinizde kolunuzun gözükmesine gerek yok :)
6. Telefonunuzun kilidini açmadan kamerayı çalıştırın!

Kilidi açmak için kaydırın ekranında, sağ alttaki kamera ikonunu yukarı doğru kaydırırsanız telefon kilidini açmadan kamerayı kullanmaya başlayabilirsiniz
7. Her tür Bluetooth klavye ile telefonunuzu ya da iPadinizi kullanabilirsiniz

8. Pusula uygulamasının içinde gizli bir Seviye Ölçer var!

Pusula uygulaması açıkken ekranı sağdan sola kaydırırsanız seviye ölçer uygulamasını açabilirsiniz. Yüzeylerin düzlüğünü ölçmekte kullanmak için ideal!
9. Herhangi bir uygulamada en tepeye bir kere basarsanız, ekran otomatikman en üste scroll eder!

10. Gece daha rahat kullanım için renkleri ters çevirin!

Ayarlar -> Genel -> Erişilebilirlik -> Renkleri Ters Çevir
11. Alt menüye klasör koyabilirsiniz

12. Yazı yazarken Space tuşuna 2 kere basarsanız otomatik olarak cümlenin sonuna nokta koyar ve yeni cümleye geçmek için bir boşluk bırakır.

13. Dinlediğiniz müziği kulaklığınızdan kontrol edebilirsiniz!

Ses arttırma ve azaltmanın ortasındaki boşluğa bir kere basma müziği durdurur, iki kere basma bir sonraki şarkıya geçirir, üç kere basma da bir önceki şarkıya geçirir
14. Üstte çıkan bilgilendirmeleri sola doğru kaydırarak silebilirsiniz

15. Şarjınız daha uzun gitmesi için arka planda uygulamaların yenilenmesini kapatın

Ayarlar -> Genel -> Arkaplanda Uygulamaları Yenile
Hepsini ya da bir kısmını kapatabilirsiniz
16. Bu da iPad bonusu: iPad'de klavye sol taraftaki gibiyken baş parmaklarınızla tutup yanlara ayırısanız sağdaki gibi olur ve iki elle daha rahat şekilde yazabilirsiniz

Tag :
iPhone,
Püf Noktası,